ما
يقول عند
الكرب إذا نزل
به واختلاف
الناقلين
لخبر عبد الله
بن جعفر في
ذلك
189- Üzüntülü ve Sıkıntılı
Durumlarda Kişi Ne Der?
أخبرنا أبو
داود قال
حدثنا عبد
العزيز بن يحيى
قال حدثني
محمد بن سلمة
عن محمد بن
إسحاق عن أبان
بن صالح عن
القعقاع بن
حكيم عن علي
بن الحسين قال
كان بن جعفر
يقول علمني
أبي يعني عليا
وكانت أمه تحت
علي قال علمني
كلمات زعم أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم علمه
إياهن يقولهن
عند الكرب إذا
نزل به وقال
أي بني لقد كففتهن
عن حسن وحسين
وخصصتك بهن
فكنا نسأله
إياهن
فيكتمناهن
ويأبى أن
يعلمناهن حتى
زوج ابنته
فخرجنا
نشيعها حتى
إذا كنا بمخيض
وركبت فودعها
خلا بها وهي
على دابتها
فعرفت أنه يعلمها
تلك الكلمات
التي كان
يكتمنا ثم
انصرف عنها
وانصرفنا حتى
إذا سرنا
قريبا من
الميل تخلفت
كأني أهريق
الماء ثم ركضت
فقلت أي بنت
عم إني قد
عرفت أنما خلا
بك أبوك دوننا
ليعلمك الكلمات
التي كان
يكتمنا قالت
أجل قلت
أخبريني بهن
قالت قد نهاني
أن أخبر بهن
أحدا قلت أسألك
باله إلا ما
أخبرتني
فلعلي لا أراك
بعد هذا
الموقف أبدا
قالت خلا بي
ثم قال لي أي
بنية إن أبي
علمني كلمات
علمه إياهن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقولهن
عند الكرب إذا
نزل به وقال
لقد خصصتك بهن
دون حسن وحسين
وإنك تقدمين
أرضا أنت بها
غريبة فإذا
نزل بك كرب أو
أصابتك شدة
فقوليهن لا
إله إلا الله
الحليم
الكريم
سبحانك تبارك
الله رب العرش
العظيم الحمد
لله رب
العالمين
[-: 10388 :-] Ali b. Hüseyn anlatıyor:
ibn Cafer bizlere dedi ki: "(Üvey) babam (Hz. Ali) bana bazı sözler
öğretti. Üzüntüye ve tasaya düştüğü zaman söylemesi için Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in kendisine bunları öğrettiğini de söyledi. Bana da:
''Oğulcuğum! Bunları Hasan ile Hüseyin'e öğretmedim, ama sana öğreteceğim''
dedi."
Ali b. el-Hüseyn der ki:
(Abdullah) ibn Cafer'e bu sözlerin ne olduğunu sorardık, ancak söylemez, saklı
tutardı ve bize bunları öğretmezdi. Zaman geldi ve kızını evlendirdi. Koca
evine göndermek üzere onu uğurlamaya da çıktık. Mahld'e. ulaştığımızda ben
bineğime bindim. ibn Cafer de bineği üzerinde olan kızını bir kenara çekti ve
ona bir şeyler söyleyip uğurladı. Ancak bizden gizlediği o sözleri bu görüşme
esnasında ona öğreteceğini de anladım. Sonrasında ibn Cafer geri döndü. Biz de
kızıyla birlikte yola koyulduk.
Bir mil kadar yol
aldıktan sonra su dökecekmiş gibi biraz geri de kaldım. Sonra koşarak ibn
Cafer'in kızının yanına geldim ve: "Eyamcakızı! Babanın bizleri bırakıp
bir kenarda seninle görüşmesi sırasında bizden gizlediği o sözleri sana
öğrettiğini biliyorum" dedim. ibn Cafer'in kızı: "Doğru"
karşılığını verdi. Ona: "Bu sözleri bana da öğretsene?" dediğimde:
"Ama bunları kimselere söylemememi istedi" karşılığını verdi.
"Allah için bana bu sözleri öğretmeni istiyorum! Zira belki bundan sonra
bir daha seni göremem" diye ısrar ettiğimde de ibn Cafer'in kızı dedi ki:
"Benimle yalnız kaldığında şöyle dedi: "Kızcağızım! Babam bana bazı
sözler öğretti. Üzüntülü ve tasalı anlarında da söylemesi için bunları
kendisine' Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öğretmişti. Bana da:
''Bunları Hasan ile Hüseyin'e bile öğretmedim, ama özellikle sana öğreteceğim''
dedi. Şimdi sen de yabancısı olduğum bir yere gidiyorsun. Şayet üzüntüye
kapılır veya tasalanırsan bu sözleri söylersin: ''Şefkat ve kerem sahibi olan
Allah'tan başka ilah yoktur. Büyük Arş'ın Rabbi Allah'ı her türlü eksiklikten
tenzih eder ve yüceltirim. Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.''"
Tuhfe: 1 0162.
7626. hadiste tahrici
yapıldı. Mahid: Medine'ye yakın bir mıntıkanın adıdır.
أخبرنا عبيد
الله بن سعد
بن إبراهيم بن
سعد قال حدثنا
عمي قال حدثنا
أبي عن أبي
إسحاق قال حدثني
أبان بن صالح
عن القعقاع بن
حكيم عن علي بن
حسين عن بنت
عبد الله بن
جعفر التي
كانت عند عبد
الملك بن
مروان عن
أبيها عبد
الله بن جعفر
قال علي وكان
عبد الله بن
جعفر يقول
علمني أبي علي
بن أبي طالب
كلمات أقولهن
عند الكرب إذا
كان ويقول أي
بني علمنيهن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أقولهن
عند الكرب إذا
نزل بي لقد
خصصتك بهن دون
حسن وحسين قال
كان بن جعفر
يكتمناهن
فلما زوج
ابنته تلك عبد
الملك وتوجهت
إلى الشام
شيعها
وشيعناها معه
فلما استقلت
وأراد أن
ينصرف خلا بها
فعرفنا أنه
يعلمها إياهن
فلما انصرف
تخلفت ثم
أدركتها
فسألتها فقال
وذكر كلمة
معناها قال لي
أي بنية إنك
تقدمين أرضا
أنت بها غريبة
فإذا نزل بك
كرب أو غم
فقولي هؤلاء
الكلمات لا
إله إلا الله
الكريم
الحليم تبارك
الله رب العرش
العظيم الحمد
لله رب
العالمين قال
أبان بن صالح
وحدثني محمد
بن كعب القرظي
عن عبد الله
بن شداد بن الهاد
عن عبد الله
بن جعفر مثلهن
[-: 10389 :-] Ali b. Hüseyn
bildiriyor: (Abdullah) ibn Cafer bizlere şöyle dedi: "(Üvey) babam Ali b.
Ebi Talib, üzüntülü ve tasalı anlarımda söylemem için bana bazı sözler öğretti.
Bana da: ''Oğulcuğum! Bana da bu sözleri, üzüntülü ve tasalı anlarımda söylemem
için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öğretmişti. Bunları Hasan ile
Hüseyin'e bile öğretmedim, ama sana öğreteceğim'' dedi."
Ali b. el-Hüseyn der ki:
"ibn Cafer bu sözleri bize söylemez saklı tutardı.
Kızını Abdulmelik b.
Mervan ile evlendirdiği zaman, Şam'a giderken onu uğurlamaya çıktı. Biz de
kendisiyle birlikte kızını uğurlamaya çıktık. Şam yolunu tutup da ibn Cafer
geri dönmek için ayrılmak istediğinde kızını bir kenara çekip onunla bir şeyler
konuştu. Bizden sakladığı o sözleri kızına öğrettiğini anladık. ibn Cafer geri
dönünce ben biraz geride kaldım, sonra kızına yetişip o sözleri sordum. ibn
Cafer'in kızı dedi ki: Yalnız kaldığımızda bana dedi ki: Kızcağızım! Yabancısı
olduğun bir memlekete gidiyorsun. Üzüntüye düştüğün veya tasalandığın zaman şu
sözleri söyle: "Kerem ve şefkat sahibi olan Allah'tan başka ilah yoktur.
Büyük Arşın Rabbi Allah'ı her türlü eksiklikten tenzih ederim. Hamd, alemlerin
Rabbi olan Allah'a mahsustur."
Tuhfe: 1 0162.
7626. hadiste tahrici
yapıldı.
حدثنا عبيد
الله بن سعد
قال حدثنا عمي
قال حدثنا أبي
عن أبي إسحاق
قال حدثني
أبان بن صالح
عن محمد بن
كعب عن عبد
الله بن شداد
عن عبد الله بن
جعفر عن علي
بن أبي طالب
قال علمني
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم كلمات
أقولهن عند
الكرب إذا نزل
بي ما علمتهن
حسنا ولا
حسينا خصصتك
بهن إذا كربك
أمر فقل لا
إله إلا الله
الحليم
الكريم
سبحانه تبارك
الله رب العرش
العظيم الحمد
لله رب
العالمين
[-: 10390 :-] Abdullah b. Cafer'in
bildirdiğine göre Ali b. Ebi Talib kendisine şöyle demiştir: Üzüntülü ve tasalı
anlarımda söylemem için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana bazı
sözler öğretti. Bu sözleri de Hasan ile Hüseyin'e bile öğretmiş değilim, ama
sana öğreteceğim. Bir durum karşısında üzüntüye düştüğün zaman şöyle de:
"Şefkat ve kerem sahibi olan Allah'tan başka ilah yoktur. Büyük Arş'ın
Rabbi Allah'ı her türlü e~siklikten tenzih eder ve yüceltirim. Hamd, alemlerin
Rabbi olan Allah'a mahsustur."
Tuhfe: 1 0162.
7626. hadis~e tahrici
yapıldı.
أخبرنا
قتيبة بن سعيد
قال حدثنا
يعقوب عن بن عجلان
عن محمد بن
كعب القرظي عن
عبد الله بن
الهادي عن عبد
الله بن جعفر
عن علي أنه
قال لقاني
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم هؤلاء
الكلمات
وأمرني إن نزل
بي كرب أو شدة
أن أقولها لا
إله إلا الله
الكريم
الحليم سبحانه
تبارك الله رب
العرش العظيم
الحمد لله رب
العالمين
فكان عبد الله
بن جعفر
يلقنها الميت وينفث
بها على
الموعوك
ويعلمها
المغتربة من
بناته
[-: 10391 :-] Hz. Ali der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana bazı sözleri öğretti ve üzülüp
tasalandığım zamanlarda söylememi tavsiye etti ki şöyledir:
"Kerem ve şefkat
sahibi olan Allah'tan başka ilah yoktur. Büyük Arş'ın Rabbi Allah'ı her türlü
eksiklikten tenzih eder ve yüceltirim. Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah'a
mahsustur."
Ravi Abdullah b. el-Had
der ki: Bunun içindir ki Abdullah b. Cafer bu sözleri ölüye telkin ederken
söylerdi. Hasta olan kişiye okuyup üzerine üfler ve dışarıya evlendirdiği
kızlarına öğretirdi.
Tuhfe: 10162.
7626. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرني
زكريا بن يحيى
قال حدثنا
إسماعيل بن عبيد
بن أبي كريمة
قال حدثنا
محمد بن طلحة
عن أبي عبد
الرحيم عن عبد
الوهاب بن بخت
عن محمد بن
عجلان عن محمد
عن عبد الله
بن شداد بن
الهاد عن عبد
الله بن جعفر
عن علي بن أبي
طالب رضى الله
تعالى عنه أن
نبي الله صلى
الله عليه
وسلم علمه
هؤلاء
الكلمات
يقولهن على
المريض لا إله
إلا الله الكريم
الحليم سبحان
الله تبارك
الله رب العرش
العظيم
والحمد لله رب
العالمين
[-: 10392 :-] Ali b. Ebi Tallib'in
bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine, hasta kişiye
okuması için şu sözleri öğretmişti: "Kerem ve şefkat sahibi olan Allah'tan
başka ilah yoktur. Büyük Arş'ın Rabbi Allah'ı her türlü eksiklikten tenzih eder
ve yüceltirim. Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. "
Tuhfe: 10162.
7626. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا يحيى
بن عثمان قال
حدثنا زيد بن
يحيى بن عبيد
عن أبي ثوبان
قال حدثني
الحسن بن الحر
أنه سمع محمد
بن عجلان يحدث
عن محمد بن
كعب القرظي عن
عبد الله بن
جعفر بن أبي
طالب عن بعض
أهله عن جعفر
بن أبي طالب
أن النبي صلى الله
عليه وسلم
علمه كلمات
إذا نزل به
كرب دعا بهن
لا إله إلا
الله الحليم
الكريم سبحان
الله رب العرش
العظيم الحمد
لله رب العالمين
هذا خطأ وأبو
ثوبان ضعيف لا
تقوم بمثله
حجة والصواب
حديث يعقوب
[-: 10393 :-] Ali b. Ebi Talib'in
bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine, üzüntülü olduğu
zamanlarda dua olarak okuması için şu sözleri öğretmişti: "Şefkat ve kerem
sahibi olan Allah'tan başka ilah yoktur. Büyük Arş'ın Rabbi Allah'ı her türlü
eksiklikten tenzih ederim. Hamd, alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. "
Nesil der ki: Hatalı bir
hadistir. Sevhan zayıf biridir ve onun gibi birisinin rivayeti delil teşkil
etmez. Doğru olan rivayet ise Yakub'un rivayetidir.
Tuhfe: 3246.
7626. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرني
زكريا بن يحيى
قال حدثنا
إسحاق قال أخبرنا
جرير عن منصور
عن ربعي بن
حراش عن عبد
الله بن شداد
بن الهاد عن
عبد الله بن
جعفر قال قال
لي علي إني
مخبرك بكلمات
لم أخبر بهن
حسنا ولا
حسينا إذا
سألت الله
مسألة وأنت
تحب أن تنجح
فقل لا إله
إلا الله وحده
لا شريك له
العلي العظيم
لا إله إلا
الله وحده لا
شريك له الحليم
الكريم
[-: 10394 :-] Abdullah b. Cafer'in
bildirdiğine göre Ali b. Ebi nlib kendisine şöyle demiştir: "Sana, Hasan
ile Hüseyin'e dahi söylemediğim bazı sözleri öğreteceğim. Şayet Allah'tan bir
şey diler de bunda başarılı olmak istersen şöyle de: "Allah'tan başka ilah
yoktur. Tektir ve ortaksızdır. O pek yüce ve pek uludur. Allah'tan başka ilah
yoktur. Tektir ve ortaksızdır. O pek şefkatli ve kerem sahibidir.''
Tuhfe: 10162.
7626. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا محمد
بن بشار عن
عبد الرحمن
قال حدثنا سفيان
عن منصور عن
ربعي بن حراش
عن عبد الله بن
شداد بن الهاد
أن عليا قال
لابن أخيه إذا
سألت الله فأردت
أن تنجح فقل
لا إله إلا
الله وحده لا
شريك له العلي
العظيم لا إله
إلا الله وحده
لا شريك له
الحليم
الكريم
[-: 10395 :-] Abdullah b. Şeddad'ın
bildirdiğine göre Hz. Ali, kardeşinin oğluna şöyle demiştir: Şayet Allah'tan
bir şey diler de bunda başarılı olmak istersen şöyle de: "Allah'tan başka
ilah yoktur. Tektir ve ortaksızdır. O pek yüce ve pek uludur. Allah'tan başka
ilah yoktur. Tektir ve ortaksızdır. O pek şefkatli ve kerem sahibidir.,,
Tuhfe: 10162.
أخبرنا محمد
بن بشار قال
حدثنا محمد
قال حدثنا
شعبة عن منصور
عن ربعي عن
عبد الله بن
شداد عن علي
أنه قال لابني
جعفر ألا
أحدثكما
حديثا ما
أحدثه الحسن
ولا الحسين
إذا سألتما
الله حاجة
فأردتما أن
تنجحا فقولا
لا إله إلا
الله وحده لا
شريك له
الحليم
الكريم لا إله
إلا الله وحده
لا شريك له
العلي العظيم
[-: 10396 :-] Abdullah b. Şeddad'ın
bildirdiğine göre Hz. Ali, kardeşinin (Cafer'in) iki oğluna şöyle demiştir:
Sizlere, Hasan ile Hüseyin'e dahi söylemediğim bir şey öğreteceğim. Şayet
Allah'tan bir şey diler de bunda başarılı olmak isterseniz şöyle deyin:
"Allah'tan başka ilah yoktur. Tektir ve ortaksızdır. O pek şefkatli ve
kerem sahibidir. Allah'tan başka ilah yoktur. Tektir ve ortaksızdır. O pek yüce
ve pek uludur.''
Tuhfe: 10162 .
أخبرني
صفوان بن عمرو
قال حدثنا
أحمد بن خالد
قال حدثنا
إسرائيل عن
أبي إسحاق عن
عمرو بن مرة
عن عبد الرحمن
بن أبي ليلى
عن علي قال كلمات
الفرج لا إله
إلا الله
العلي العظيم
لا إله إلا
الله الحليم
الكريم سبحان
الله رب السماوات
السبع ورب
العرش العظيم
والحمد لله رب
العالمين
خالفه خلف بن
تميم في إسناده
وفي لفظه
[-: 10397 :-] Hz. Ali der ki: Sıkıntıdan
kurtuluşun sözleri şöyledir: "Yüce ve ulu olan Allah'tan başka ilah
yoktur. Şefkat ve kerem sahibi olan Allah'tan başka ilah yoktur. Yedi kat gök
ile büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'ı her türlü eksiklikten tenzih ederim. Hamd,
alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur."
Tuhfe: 10217.
8358. hadiste geçti.
أخبرني علي
بن محمد بن
علي قال حدثنا
خلف بن تميم
قال حدثنا
إسرائيل قال
حدثنا أبو
إسحاق عن عبد
الرحمن بن أبي
ليلى عن علي
قال قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم ألا
أعلمك كلمات
إن أنت قلتهن
غفر الله لك
على أنه مغفور
لك لا إله إلا
الله العلي
العظيم لا إله
إلا هو الحليم
الكريم سبحان
الله رب العرش
العظيم الحمد
لله رب العالمين
خالفه علي بن
صالح ويوسف بن
إسحاق بن أبي إسحاق
[-: 10398 :-] Hz. Ali'nin bildkdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine: "Günahların
bağışlanmış olsa da söylemen halinde Allah Teala'nın günahlarını bağışlayacağı
bazı sözleri sana öğreteyim mi? Şöyle de: ''Yüce ve ulu olan Allah'tan başka
ilah yoktur. Şefkat ve kerem sahibi olan Allah'tan başka ilah yoktur. Büyük
Arş'ın Rabbi olan Allah'ı her türlü eksiklikten tenzih ederim. Hamd, alemlerin
Rabbi olan Allah'a mahsustur''" buyurdu.
Tuhfe: 10215.
7630. hadiste tahric
geçti.
أخبرني
هارون بن عبد
الله قال
حدثنا محمد بن
عبد الله بن
الزبير قال
حدثنا علي بن
صالح عن أبي
إسحاق عن عمرو
بن مرة عن عبد
الله بن سلمة
عن علي قال
قال لي رسول
الله صلى الله
عليه وسلم ألا
أعلمك كلمات إذا
قلتهن غفر لك
مع أنه مغفور
لك لا إله إلا
الله الحليم
الكريم لا إله
إلا الله
العلي العظيم
سبحان الله رب
السماوات
السبع ورب
العرش العظيم
الحمد لله رب
العالمين
[-: 10399 :-] Hz. Ali'nin bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine: "Günahların
bağışlanmış olsa da söylemen halinde Allah Teala'nın günahlarını bağışlayacağı
bazı sözleri sana öğreteyim mi? Şöyle de: ''Şefkat ve kerem sahibi olan
Allah'tan başka ilah yoktur. Yüce ve ulu olan Allah'tan başka ilah yoktur. Yedi
kat gök ile büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'ı her türlü eksiklikten tenzih
ederim. Hamd, alemlerin Rabbi Allah'a mahsustun>" buyurdu.
Tuhfe: 10188.
7630. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا أحمد
بن عثمان قال
حدثنا شريح بن
سلمة قال
حدثنا
إبراهيم بن
يوسف عن أبيه
عن أبي إسحاق
عن عمرو بن
مرة عن عبد
الله بن سلمة
عن علي عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم نحوه
خالفه الحسين
بن واقد
[-: 10400 :-] Abdullah b. Seleme, Hz.
Ali'den naklen Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den benzerini rivayet eder.
Tuhfe: 10188.
7630. hadiste tahric
yapıldı.
أخبرنا
الحسين بن
حريث قال
أخبرنا الفضل
بن موسى عن
الحسين بن
واقد عن أبي
إسحاق عن
الحارث عن علي
قال قال النبي
صلى الله عليه
وسلم ألا أعلمك
دعاء إذا دعوت
به غفر الله
لك وإن كنت مغفورا
لك قلت بلى
قال لا إله
إلا الله
العلي العظيم
لا إله إلا
الله الحليم
الكريم لا إله
إلا الله
سبحان الله رب
العرش العظيم
[-: 10401 :-] Hz. Ali der ki: Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Günahların bağışlanmış olsa da
söylemen halinde Allah Teala'nın günahlarını bağışlayacağı bir duayı sana
öğreteyim mi?" diye sorunca: "Tabi ki, öğret" dedim. Bunun
üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şöyle de: ''Yüce ve ulu
olan Allah'tan başka ilah yoktur. Şefkat ve kerem sahibi olan Allah'tan başka
ilah yoktur. Allah'tan başka ilah yoktur. Büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'ı her
türlü eksiklikten tenzih ederim''" buyurdu.
Tuhfe: 10040.
7630. hadiste tahrki
yapıldı.
ذكر
الاختلاف على
مسعر بن كدام
في خبر عبد
الله بن جعفر
أخبرني أحمد
بن محمد بن
جعفر قال
حدثنا عاصم بن
النضر قال
حدثنا
المعتمر قال
حدثنا أبي قال
أخبرنا مسعر
عن أبي بكر بن
حفص عن عبد
الله بن حسن
عن عبد الله
بن جعفر قال
في شأن هؤلاء
الكلمات لا
إله إلا الله
الحليم
الكريم سبحان
الله رب العرش
العظيم الحمد
لله رب
العالمين
اللهم اغفر لي
اللهم ارحمني
اللهم تجاوز
عني اللهم اعف
عني قال عبد
الله بن جعفر
أخبرني عمي أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم علمه
هؤلاء
الكلمات
[-: 10402 :-] Abdullah b. Hasan
bildiriyor: Abdullah b. Cafer der ki: Amcam (Ali b. Ebi Talib): "Şefkat ve
kerem sahibi olan Allah'tan başkailah yoktur. Büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'ı
her türlü eksiklikten tenzih ederim. Hamd, alemlerin Rabbi Allah'~ mahsustur.
Allahım! Günahlarımı bağışla. Allahım! Bana merhamet et. Allahım! Günahlarımdan
dolayı beni cezalandırma. Allahım! Beni affet!" şeklindeki sözleri
kendisine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in öğrettiğini söyledi.
Tuhfe: 10162.
7626. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا عمرو
بن علي قال حدثنا
يحيى بن سعيد
قال حدثنا
مسعر قال
حدثني أبو بكر
بن حفص قال
حدثني حسن بن
حسن أن عبد
الله بن جعفر
تزوج امرأة
فدخل بها فلما
خرج قلت لها
ما قال لك قلت
قال إذا نزل
بك أمر فظيع
أو عظيم فقولي
لا إله إلا
الله الحليم
الكريم لا إله
إلا الله رب
العرش العظيم
سبحان الله رب
العالمين
فدعاني
الحجاج
فقلتها فقال
لقد دعوتك
وأنا أريد أن
أضرب عنقك وما
في أهلك اليوم
أحد أحب إلي
منك أو أعز
منك
[-: 10403 :-] Hasan b. Hasan der ki:
Abdullah b. Cafer bir kadınla evlendi. Kadınla gerdeğe girip çıktıktan sonra
ben yanına girdim ve: "Abdullah sana ne dedi?" diye sordum. Kadın şu
cevabı verdi: "Abdullah bana, gücümü aşan veya endişe verici bir durumla
karşılaşmam halinde şu duayı etmemi söyledi: ''Şefkat ve kerem sahibi olan
Allah'tan başka ilah yoktur. Büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'tan başka ilah
yoktur. Alemlerin Rabbi olan Allah'ı ter türlü eksiklikten tenzih
ederim.''"
Bir ara Haccek beni
yanına çağırınca bu sözleri söyledim. Yanına girdiğimde:
"Boynunu vurmak
için çağırmıştım. Oysa şimdi ailen içinde en çok sevdiğim ve değer verdiğim
kişi sensin" dedi.
Tuhfe: 10162.
أخبرنا
إسحاق بن
منصور وأحمد
بن سليمان عن
يزيد قال
أخبرنا مسعر
عن أبي بكر بن
حفص عن الحسن
بن الحسن قال
زوج عبد الله
بن جعفر ابنته
من الحجاج
فقال لها إن
نزل بك الموت أو
أمر من أمور
الدنيا
فاستقبليه
بأن تقولي لا
إله إلا الله
الحليم
الكريم سبحان
الله رب العرش
العظيم الحمد
لله رب
العالمين قال
فأتيت الحجاج
فقلتها فقال
لقد جئتني
وأنا أريد قتلك
فأنت اليوم
أحب إلي من
كذا وكذا
[-: 10404 :-] Hasan b. el-Hasan
anlatıyor: Abdullah b. Cafer, (Vali) Haccac'la evlendirdiği kızına şöyle dedi:
"Ölüm korkusuna veya dünya işlerinden herhangi bir konuda sıkıntıya
düştüğün zaman şöyle de: ''Şefkat ve kerem sahibi olan Allah'tan başka ilah
yoktur. Büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'ı her türlü eksiklikten tenzih ederim.
Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.''"
Bir ara Haccac'ın yanına
geldiğimde bu sözleri söyledim. Bunun üzerine Haccac bana: "Boynunu vurmak
için çağırmıştım. Oysa şimdi şunlardan ve şunlardan daha fazla sevdiğim biri
oldun" dedi.
Tuhfe: 10162.
أخبرني
زكريا بن يحيى
قال حدثنا بن
أبي عمر قال
حدثنا سفيان
عن مسعر عن
أبي بكر بن
حفص عن حسن بن
حسن قال لما
زوج عبد الله
بن جعفر ابنته
من الحجاج
نحوه إلى قوله
{ الحمد لله رب
العالمين }
ولم يذكر ما
بعده
[-: 10405 :-] Hasan b. Hasan:
"Abdullah b. cafer, Haccac'la evlendirdiği kızına şöyle dedi ... "
dedikten sonra bir öncekinin benzerini rivayet eder. Ancak "Hamd,
alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur" sözünden sonrasını zikretmez.
Tuhfe: 10162.
أخبرني
زكريا بن يحيى
قال حدثنا أبو
بكر بن أبي
شيبة قال
حدثنا محمد بن
بشر قال حدثنا
مسعر عن إسحاق
بن راشد عن
عبد الله بن حسن
أن عبد الله
بن جعفر دخل
على بن له
مريض يقال له
صالح فقال قل
لا إله ألا
الله الحليم
الكريم سبحان
الله رب العرش
العظيم اللهم
اغفر لي اللهم
ارحمني اللهم
تجاوز عني
اللهم اعف عني
فإنك عفو غفور
ثم قال هؤلاء
الكلمات
علمنيهن عمي
ذكر أن النبي
صلى الله عليه
وسلم علمهن
إياه
[-: 10406 :-] Abdullah b. Hasan der
ki: Abdullah b. Cafer, oğullarından hasta olan Salih'in yanına girdi ve dedi
ki: "Şefkat ve kerem sahibi olan Allah'tan başka ilah yoktur. Büyük Arş'ın
Rabbi olan Allah'ı her türlü eksiklikten tenzih ederim. Ham d, alemlerin Rabbi
Allah'a mahsustur. Allahım! Günahlarımı bağışla. Allahım! Bana merhamet et.
Allahım! Günahlarımdan dolayı beni cezalandırma. Allahım! Beni affet! Zira sen
affedici ve bağışlayıcısın" diye dua et. Bunları bana amcam (Ali b. Ebi
Talib) öğretmiş ve kendisine de bunları Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
öğrettiğini söylemişti.
Tuhfe: 10162.
7626. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا
إسحاق بن
منصور قال
أخبرنا عبد
الصمد قال
حدثنا حماد
قال حدثنا عبد
الرحمن بن أبي
رافع عن عبد
الله بن جعفر
أنه زوج ابنته
من الحجاج بن
يوسف فقال لها
إذا دخل بك
فقولي لا إله
إلا الله الحليم
الكريم سبحان
الله رب العرش
العظيم الحمد
لله رب
العالمين
وزعم أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم كان
إذا حزبه أمر
قال هذا نوع
آخر
[-: 10407 :-] Abdurrahman b. Ebi Rafi'
bildiriyor: Abdullah b. Cafer, (Vali) Haccac b. Yusuf ile evlendirdiği kızına:
"Yanına girdiği zaman şöyle de: ''Şefkat ve kerem sahibi olan Allah'tan
başka ilah yoktur. Büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'ı her türlü eksiklikten tenzih
ederim. Hamd, alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur''" dedi ve Resulullah'ın
da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üzüntülü olduğu durumlarda bu şekilde dua
ettiğini söyledi.
Tuhfe: 5223.
7626. hadiste tahrici
yapıldı. Bir önceki hadise de bakınız.
190- Bu Yönde Değişik
Bir Rivayet
أخبرني
زكريا بن يحيى
قال حدثني
عمرو بن عثمان
قال حدثنا
محمد بن خالد
عن عبد العزيز
بن عمر عن أبي
هلال كذا قال عن
قال أبو عبد
الرحمن قوله
عن أبي هلال
خطأ وإنما هو
هلال وهو مولى
لهم قال عن
عمر بن عبد العزيز
عن عبد الله
بن جعفر عن
أسماء بنت
عميس أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
علمها كلمات تقولهن
عند الكرب
الله الله ربي
لا أشرك به
شيئا
[-: 10408 :-] Esma binti Umeys'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine sıkıntı
anında: "Rabbim Allah, ancak Allah'tır! O'na hiçbir şeyi ortak
koşmam!" sözlerini söylemesini öğretmiştir.
Nesai der ki: Ebu Hilal
hatalı bir kullanımdır. Doğrusu Hilal'dir ki Ömer b. Abdilaz!z ailesinin
azatlılarındandır.
10410. hadiste yine
gelecektir. - Tuhfe: 15757.
Diğer tahric: Hadisi
Ebu Davud (1525), İbn Mace (3882) ve Ahmed, Müsned (27082) rivayet etmişlerdir.
أخبرنا عبيد
الله بن سعد
بن إبراهيم
قال حدثنا عمي
قال أخبرنا
شريك عن عبد
العزيز بن عمر
عن هلال عن
عمر بن عبد
العزيز عن عبد
الله بن جعفر
أن نبي الله
صلى الله عليه
وسلم علمه عند
الكرب الله
الله ربي لا
أشرك به شيئا
وهذا خطأ والصواب
حديث أبي نعيم
قال أبو عبد
الرحمن
[-: 10409 :-] Abdullah b. Cafer'in
bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine sıkıntı anında:
"Rabbim Allah, ancak Allah'tır! O'na hiçbir şeyi ortak koşmam!"
sözlerini söylemesini öğretmiştir.
Nesai der ki: Bu da
hatalıdır. Doğrusu (bir sonraki rivayet olan) Ebu Nuaym'ın rivayetidir.
Tuhfe: 5225.
أخبرنا
إسحاق بن
منصور قال
أخبرنا أبو
نعيم قال
حدثنا عبد
العزيز بن عمر
عن هلال مولى
عمر بن عبد
العزيز عن عمر
بن عبد العزيز
قال علمتني
أمي أسماء بنت
عميس شيئا
أمرها رسول
الله صلى الله
عليه وسلم أن
تقوله عند الكرب
الله الله ربي
ولا أشرك به
شيئا قال أبو
عبد الرحمن
هذا الصواب
[-: 10410 :-] Abdullah b. Cafer der
ki: Annem Esma binti Umeys, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
kendisine sıkıntılı anlarda söylemesini tavsiye ettiği bazı sözleri bana da
öğretti ki şöyledir:. "Rabbim Allah, ancak Allah'tır! O'na hiçbir şeyi
ortak koşmam!"
N esai der ki: Doğru
olan rivayet budur.
Tuhfe: 15757.
10408. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرني
زكريا بن يحيى
قال حدثنا
إسحاق بن إبراهيم
قال أخبرنا
جرير عن مسعر
عن عبد العزيز
بن عمر بن عبد
العزيز عن عمر
بن عبد العزيز
قال جمع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم أهل
بيته فقال إذا
أصاب أحدكم هم
أو حزن فليقل
سبع مرات الله
ربي لا أشرك
به شيئا نوع
آخر
[-: 10411 :-] Ömer b. Abdilazız der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ailesini topladı ve:
"Birinizin bir derdi veya bir sıkıntısı olduğu zaman yedi defa: ''Rabbim
Allah, ancak Allah'tır! O'na hiçbir şeyi ortak koşmam!'' desin" buyurdu.
Tuhfe: 15757.
191- Bu Yönde Başka
Bir Rivayet
أخبرنا
إسحاق بن
منصور قال
أخبرنا أبو
عامر قال
حدثنا عبد
الجليل بن
عطية عن جعفر
بن ميمون قال
حدثني عبد
الرحمن بن أبي
بكرة عن أبيه
قال قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم دعوات
المكروب
اللهم رحمتك
أرجو فلا
تكلني إلى
نفسي طرفة عين
وأصلح لي شأني
كله لا إله إلا
أنت ذكر حديث
بن عباس
والاختلاف
على أبي العالية
فيه
[-: 10412 :-] Abdurrahman b. Ebi Bekre,
babasından naklen, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Üzüntüde
olanın duası şöyledir: ''Allahım! Rahmetini umuyorum. Bir anlık da olsa beni
kendimle baş başa bırakma. Tüm işlerimi düzene koy ve ıslah et. Senden başka
ilah yoktur''" buyurduğunu bildiriL
Tuhfe: 11685.
9766. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا أبو
بكر بن إسحاق
قال أخبرنا
الحسن بن موسى
قال حدثنا
حماد بن سلمة
عن يوسف بن
عبد الله بن
الحارث عن أبي
العالية عن
عبد الله بن
عباس أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم كان
إذا حزبه أمر
قال لا إله
إلا الله
الحليم
العظيم لا إله
إلا الله رب
العرش العظيم
لا إله إلا
الله رب العرش
الكريم لا إله
إلا الله رب
السماوات ورب
الأرض رب
العرش العظيم
ثم يدعو
[-: 10413 :-] Abdullah b. Abbas der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bir iş karşısında üzüntüye
düştüğü zaman: "Şefkat sahibi ve ulu olan Allah'tan başka ilah yoktur.
Büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'tan başka ilah yoktur. Kerim olan Arş'ın Rabbi
olan Allah'tan başka ilah yoktur. Göklerin, yerin ve büyük Arş'ın Rabbi olan
Allah'tan başka ilah yoktur" der ve ardından üzüntüsüne yönelik duasını
ederdi,
Tuhfe: 5420 .
7627. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا نصر
بن علي بن نصر
قال حدثنا
يزيد وهو بن
زريع قال
حدثنا سعيد
وهشام عن
قتادة عن أبي
العالية عن بن
عباس أن النبي
صلى الله عليه
وسلم كان يدعو
بهن عند الكرب
لا إله إلا
الله الحليم
العظيم لا إله
إلا الله رب
العرش العظيم
لا إله إلا
الله رب
السماوات ورب الأرض
رب العرش
الكريم خالفه
مهدي بن ميمون
[-: 10414 :-] ibn Abbas'ın
bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üzüntü anında şöyle dua
ederdi: "Ulu ve şefkat sahibi olan Allah'tan başka ilah yoktur. Büyük
Arş'ın Rabbi olan Allah'tan başka ilah yoktur. Göklerin, yerin ve kerim olan
Arş'ın Rabbi olan Allah'tan başka ilah yoktur."
Tuhfe: 5420.
7627. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا محمد
بن حاتم قال
أخبرنا حبان
قال أخبرنا
عبد الله عن
مهدي بن ميمون
قال حدثنا
يوسف بن عبد
الله بن
الحارث قال
قال لي أبو
العالية ألا
أعلمك دعاء
أنبئت أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم كان إذا
نزلت به شدة
دعا به لا إله
إلا الله
العظيم
الحليم لا إله
إلا الله رب
العرش العظيم
لا إله إلا
الله رب
السماوات ورب
الأرض رب
العرش الكريم
[-: 10415 :-] Yusuf b. Abdullah
el-Haris'in bildirdiğine göre Ebu'l-Aliye kendisine şöyle demiştir: Bana
bildirildiğine göre sıkıntı veren bir durumla karşılaştığı zaman Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ettiği duayı sana da öğreteyim mi? Şöyle de:
"Ulu ve şefkat sahibi olan Allah'tan başka ilah yoktur. Büyük Arş'ın Rabbi
olan Allah'tan başka ilah yoktur. Göklerin, yerin ve kerim olan Arş'ın Rabbi
olan Allah'tan başka ilah yoktur."
Tuhfe: 5420.